-Necmeddin Erbakan Yılmaz
Avusturya’nın başkenti
olan Viyana, benzerine az rastlanan şehirlerden biridir. Bu betimlemeyi hak
edecek pek çok güzelliği içerisinde bulundurmaktadır. Ama bu güzelliklerin
öncesinde biraz şehrin tarihinden bahsetmek istiyorum.
Viyana, tarihinde birçok
medeniyete başkentlik yapmış, birçok devletin kuşatması altında kalmıştır. Son
olarak Habsburg Hanedanının başkentiyken, Osmanlı imparatorluğu tarafından
iki defa kuşatılmıştır. Birincisi 1529 yılında Kanuni Sultan Süleyman
dönemindedir. Macaristan’ı fetheden padişah, bizzat kuşatmada bulunmuştur.
Şehir 20 gün kuşatıldıktan sonra kötü hava şartları nedeniyle kuşatma kaldırılmıştır.
İkincisi ve en önemlisi 1683 yılında, 4.Mehmet döneminde, Merzifonlu Kara
Mustafa Paşa tarafından gerçekleştirilmiştir. Osmanlı bu savaşta çok ağır bir
darbe almış ve sonrasında Osmanlı Devleti dağılma sürecine girmiştir. Yine bu
savaş 629 yılındaki Mute Savaşı’ndan beri süregelen İslamiyet’in taarruzunu bitirmiş
ve Müslümanlar bu tarihten itibaren geri çekilmek zorunda kalmıştır. Osmanlı bu
savaştan sonra Orta Avrupa’dan tamamen çekilmiş, bir süre sonra ise Balkanlar‘ı
bile kaybetmiştir. Viyana‘da büyük bir başarı olarak anılan bu savaş yıllarca
kutlanmıştır. Hatta Osmanlı’nın savaş teçhizatından bir çan inşa edilmiş ve Viyana’nın
en büyük kilisesine asılan bu çan, İkinci Dünya Savaşı’na kadar kullanılmıştır.
Ama çanın bulunduğu kulede 1956 yılına kadar Osmanlı’nın yeniden gelip
gelmediğini izlemek için asker bekletilmiştir.
Avusturya hem Birinci
Dünya Savaşı’nda hem de İkinci Dünya Savaşı’nda Almanların yanında yer alır. Birinci
Dünya Savaşı’nda Osmanlı ile de müttefik olan Avusturya, iki savaşta da yenilir. Viyana merkez mezarlığında Birinci Dünya Savaşı’ndan kalan şehitlerimizin naaşları gömülüdür. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra şehir, Sovyetler, Amerikalılar, Fransızlar arasında bölünür ve 1955’e kadar işgal altında kalır. 1955 yılında imzalanan
anlaşma ile tam bağımsızlık kazanılır.

23 bölge ve semtten
oluşan bu şehirde, şehirde belirli bir çarşı yoktur. Her bölgenin kendine has
bir ya da daha fazla merkezi çarşıları vardır ve insanlar buralarda
istediklerine çok rahat ulaşabilmektedirler. Bu arada her bölgenin ayrı ismi
olmasına rağmen insanlar bu bölgeleri sayılarıyla biliyor ve öyle kullanılıyor.
Örneğin “Nerede oturuyorsun?” sorusuna 7, 15, 20. Viyana‘da şeklinde cevap
alabilirsiniz. Tabii aynı soru Türkiye'deyken sorulduğunda ve aynı şekilde
cevap verildiğinde “Kaç tane Viyana var ki?” şeklinde yeni bir soru sordurabiliyor.
Bir şehri yaşanabilir
kılan en önemli özelliklerden biri iyi bir alt yapıya sahip olmasıdır. Viyana
da buna en güzel örneklerden biridir. Kusursuz denilecek seviyedeki altyapısı,
günlük hayatı, özellikle ulaşımı çok rahatlatmaktadır. Her yerde otobüs, tramvay,
metro ve hızlı tren durakları bulabilirsiniz. Toplu taşımanın bu yaygınlığı ve düzeni
sayesinde şehrin en ücra köşelerine kadar geç saatlerde bile rahatlıkla ulaşım
sağlanabilmektedir. Yaya olarak ulaşım sağlamak isterseniz de şehrin düzenli
cadde ve sokakları, hemen her yerde olan yönlendirme tabelaları sayesinde istediğiniz
yere rahatlıkla ulaşım sağlayabilirsiniz. Ulaşım rahatlığını sadece şehrin
içinde değil, çevre şehirlere ve ülkelere ulaşırken de bulabilirsiniz. Bir
İstanbul kadar olmasa da önemli bir jeopolitik konumu olan Viyana, çevresindeki
şehir ve ülkelerin birbirleri arasında köprü niteliğindedir. Bu yüzden uluslararası
otoyolları oldukça gelişmiştir. Bu da yakınında bulunan Slovakya, Macaristan ve
Çekya gibi ülkelere kolaylıkla ulaşabilmenize imkân sağlıyor. Bu arada
Slovakya'nın başkenti Bratislava ile Viyana arasındaki mesafe 60 km'dir.
Dünyada birbirine en yakın iki başkent bunlardır. Ardından Amman ile Kudüs
gelmektedir.
Şehrin içinden Tuna Nehri
geçiyor ve nehir, şehre girdiğinde ikiye ayrılıyor. Ortasında kalem şeklinde uzun bir ada bulunuyor. Bu adaya Tuna Adası deniliyor. Tuna
Adası, her yıl yapılan, yaklaşık 3-4 gün süren festivaller ile tanınıyor. Tuna’dan şehrin içine yay gibi giren
bir kanal bulunuyor. Şehrin neredeyse merkezine kadar giren bu kanal, şehre
güzel bir görüntü veriyor.

Şehirde Türklerin yoğun
olarak yaşadığı bazı bölgelerde kendinizi sanki yurtdışında değilmişsiniz de
İstanbul veya Ankara’daymışsınız gibi hissedebilirsiniz. Aslında mesafe olarak Türkiye’den
çok da uzak sayılmazsınız. Edirne’yi baz aldığınızda, Viyana'nın Edirne’ye
uzaklığı ile Edirne’nin Trabzon ve Kahramanmaraş'a uzaklığı aynıdır.
Eğer siz de bu şehri
ziyaret etmek isterseniz, İstanbul’dan Viyana’ya günde en az 5, Ankara, İzmir
ve Antalya’dan birer uçuş bulunduğunu ayrıca yaz tatillerinde Trabzon, Kayseri
ve Samsun’dan direk uçuşların yapıldığını, ortalama 2-3 saatlik bir yolculuk
ile Viyana’ya ulaşabileceğinizi belirteyim.
Köklü bir tarihi, kültürü
ve güzellikleri olan Viyana'yı iki sayfaya sığdırabildiğim kadarıyla anlatmaya çalıştım. Yeni sayılarda, yeni şehirlerde buluşmak dileğiyle...