DEFTERİMDEN PORTRELER

-Ahmet Mücahit Danışmaz     


Arkadaş, bu kadar mı zormuş ya bir yazı yazmak! Üç haftadır nasıl yazsam nasıl yazsam diye düşünüyorum. Neyse başladık artık, yazıyorum. Allah kolaylık versin.

Hepimizin bildiği fakat pratikte şaşırdığı bir gerçek var: "Her insan ayrı bir dünya...” Her insanın ayrı bir dünya olması, ayrı tutkularımızın, ayrı görüşlerimizin, ayrı bakışlarımızın olması gerekliliğini ortaya çıkarır. Bakmayın siz 21.yüzyılın fertlerine, onlar klonlanmış gibiler.

Şimdi bende bu derginin kitap bölümünde yazıyorsam tabi ki sözü buraya getirmem gerekiyor. Muhterem arkadaşlar; insanız, ayrı ayrı dünyalarız. Bu sebeple okuma zevklerimizin de farklı farklı olması insanlığımızın gereği. Bir kısmımız felsefe, bir kısmımız tarih, bir kısmımız biyografi, bir kısmımız… Başka ne okuyorduk ya? Neyse farklı farklı okuyoruz işte azizim.

Felsefe ve metafizik düzeyindeki bilgiler ve bilgelikler, özellikle gençlik yaşlarında sıkıcı gelebilir. Öyle ki, farklı dallarda çokça kitap okuyanlar için bile bazen sıkıcı olabiliyor. Bu sebeple romanlara, hikayelere (Bu arada Mustafa Kutlu çok samimi değil mi?), biyografilere sığındığımız da olmuyor değil.  

Nereden başladık, nereye gelemedik. Yazı bitecek hâlâ başlıkla ilgili bir şey okumuş değilsiniz. Neyse az kaldı, kitaptan da bahsedeceğim ama öncesinde biraz da biyografi okumanın insanlara kazandırdıklarından bahsetmek istiyorum. Her yaşta kolayca okunabilecek öğretici ve gerçek hayat hikayeleri; biyografiler. Bizim kültürümüzde de bulunan tecrübeden ders çıkarma hadisesini buraya taşıyabiliriz. Kitabımız Kuran-ı Kerim’in de kıssalarda en büyük dava adamalarının hayatlarına yer verdiğine şahidiz.

İşte arkadaşlar, tam olarak buralarda bir yerde önümüze “Cehaletlerimizi büken hocamız” İlber Ortaylı çıkıyor. Yakın zamanlarda hocanın “Defterimden Portreler” kitabını okumak nasip oldu. Valla abiler ben beğendim. Uzun sakallı İslamcı abinin de, pos bıyıklı gomonist dayının da, hilal bıyıklı bozkurtların da okuyabileceği bir eser olmuş. 

Hoca kitapta; 2.Abdülhamid Han, Sezar, Mimar Sinan, Tolstoy, Kazım Karabekir, Akif, Sultan Fatih, Yavuz, Kanuni gibi tarihin ünlü simalarıyla beraber kendisinin tanıştığı; Halil İnalcık, Bülent Ecevit, Recep Yazıcıoğlu, Yahya Kemal, Cemil Meriç, Atilla İlhan, Yılmaz Öztuna gibi önemli isimlere de yer vermiş. Bunların haricinde üçüncü bir kısım olarak bizim gibi avamın pek tanımadığı muhterem ve muhtereme insanlar da var. Üçüncü kısım biraz sıkıcı olabilir. Olmadı oraları atlayın kardeşim, atladığımız önsözler yalnız kalmasın. 

Baştan uyarayım. Portreler, biyografilere giriş için merak uyandırmak adına faydalı olabilir; ancak okuduğunuz biyografilere ek olarak portreleri okumak çok daha mantıklı ve faydalı olacaktır. Çünkü portreler biyografilere ektir. Kafamızda genel bir şeması olmayan herhangi bir kişi hakkında ayrıntı okumak sıkıcı olabilirken, yorum okumak da müspet veya menfi ön yargı kazanmamızı sağlayabilir. 

Kitaba kadar zaten zor geldik, kitaptan şaşmayalım. Hoca şahısların portrelerini anlatırken haklarında tartışılan konulara da ufak ufak değinerek, kendince cevaplar vermeyi ihmal etmiyor. Kitabın etkileyici başka bir yanı ise hangi ideoloji ile okursanız okuyun her karakterde farklı farklı özellikler bulacak olmanız fakat kendi ideolojinizle tam olarak bağdaşmayacak. Özellikle İslamcılar bazı kısımlarda fazlasıyla şaşıracak gibi duruyor.

Muhtasar olarak Prof. Dr. İlber Ortaylı: 

- 1947 yılında doğdu.
-Chicago Üniversitesi'nde master çalışmasını Prof. Dr. Halil İnalcık ile yaptı.
-Viyana, Berlin, Paris, Princeton, Moskova, Roma, Münih, Strasburg, Yanya, Sofya, Kiel, Cambridge, Oxford ve Tunus üniversitelerinde misafir öğretim üyeliği yaptı, seminer ve konferanslar verdi.
-2002 yılından beri Galatasaray Üniversitesinde çalışmaktadır.


Lütfedip okuduğunuz için minnettarım. Kalbinizin sahibine emanet olun.


Yorumlar

Yorum Gönder