-Necmeddin Erbakan Yılmaz
İnsan bildiklerini anlatacaksa ilk olarak en iyi bildiğinden başlamalı diye düşünüyorum. Bu sebeple
Viyana'dan sonra; yaşadığım, lise ve üniversite eğitimimi aldığım Maraş'ı yazmaya karar verdim. Bu
şehri yazmak istememdeki bir diğer etken de; bu yazının yayınlanacağı Fırça Dergisinin, Maraş'ta
yaşayan birkaç genç tarafından kurulmuş olmasıdır. Derginin doğduğu ve umuyorum ki büyüyeceği bu
şehri yazmamak olmazdı diye düşünüyorum.
Maraş, ilk defa 637 yılında Hâlid Bin Velid tarafından fethedilmiş ve Müslümanların eline geçmiştir. Bu
tarih Peygamber Efendimizin (s.a.v) vefatından 5 yıl sonraya, Hz Ömer’in halifelik dönemine denk gelir.
Maraş bir sınır bölgesindedir. Bu sebeple bir kaç kez el değiştirmiştir. 1243 yılında, Kösedağ
Savaşı’ndan sonraki Moğol istilasından nasibini almıştır. 1337 yılında, Dulkadiroğlu Hanedanlığı'nın
şehir merkezi olmuştur. 1515 yılında, Yavuz Sultan Selim, dedesi olan Dulkadiroğlu Hükümdarı
Alaüddevle Bozkurt Beyi Turnadağ Savaşı yenerek, Maraş’ı Osmanlı topraklarına katar. Son olarak
Birinci Dünya Savaşı‘ndan sonra; şehir, İngilizler tarafından işgal edilir. Bu süreçte şehir, sakin bir idare
ile yönetilmiştir. İngilizler şehirden ayrılıp, yerine Fransızlar gelince şehirde bulunan Ermeniler
silahlandırılır. Bu durum karşısında Maraş halkı isyan edince şehirde istiklal için Milli Mücadele
dönemi de başlamış olur. Maraş halkı, şehri işgal eden Fransızlara karşı destansı bir mücadele verir.
Sütçü İmam, Abdal Halil Ağa, Çuhadar Ali, Senem Ayşe bu mücadelenin kahramanlarından sadece bir
kaç tanesidir. Zira Maraş'ta bu mücadeleye katılmayan tek bir fert bile yoktur. Her Maraşlı
bağımsızlık için varını yoğunu ortaya koymuştur. Fransızlar, Maraş halkının bu mücadelesi karşısında
daha fazla direnemez ve şehri terk etmek zorunda kalır. Birçok Ermeni de Fransızlarla birlikte
şehirden ayrılır.
Maraş, verdiği bu destansı mücadelenin sonucu olarak 12 Şubat 1920’de düşman işgalinden
kurtulmuştur. TBMM de, Maraş'a bu büyük mücadelenin karşılığı olarak 5 Nisan 1925’de İstiklal
Madalyası; 1973 yılında da "Kahraman" unvanı verir ve şehrin adı Kahramanmaraş olarak değiştirilir.
Coğrafi konumu itibariyle tarihinde bir kaç kez el değiştirmiş olan Kahramanmaraş, böylece son olarak
1923 yılında, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir ili olur.
Kahramanmaraş Türkiye’nin 30 büyükşehrinden biridir. Şehri ziyaret etmeyenler tarafından
çoğunlukla Güneydoğu veya Doğu Anadolu Bölgesine bağlı olduğu sanılsa da Akdeniz Bölgesine
bağlıdır. 11 ilçesi bulunan Kahramanmaraş’ın, Dulkadiroğlu ve Onikişubat adında iki tane merkez ilçesi
bulunmaktadır. Merkez nüfusu yaklaşık 630 bin, toplam nüfusu ise yaklaşık 1.2 milyondur. Son
yıllarda göç almaya başlayan bir şehir olduğu için doğal olarak nüfusu da artış göstermektedir.
4 bölgenin kesişim noktasında olan Kahramanmaraş, eteklerine kurulu olduğu Ahir Dağı sayesinde bir
sınır şehri konumundadır. Ahir Arapçada ‚son‘ anlamına gelir. Ahir Dağına, Bilad'üş Şam Bölgesi ile
Anadolu‘yu birbirinden ayırdığı için olsa gerek böyle bir isim verilmiştir. Bilad'üş Şam; Kudüs, Amman,
Şam, Halep, Beyrut ile birlikte Kahramanmaraş, Antep ve Antakya'yı içine alan, Kur-an'ı Kerim’de
etrafının mübarek kılındığı belirtilen bölgenin adıdır. Kudüs ve Amman'daki zeytin ağaçlarını bu
şehirlerde özellikle Kahramanmaraş'ta da görebilmek mümkündür.
Akdeniz iklimi ve Karasal iklim, Kahramanmaraş şehir merkezinde birbirinden ayrılıyor. Şehrin
merkezinde ve merkeze en yakın ilçesi olan Türkoğlu'nda Akdeniz İklimi; Ahir Dağı'nın arkasında kalan
diğer ilçelerde de Karasal iklim görülüyor.
Sanayi de belli bir yere sahip olan Kahramanmaraş, özellikle tekstil ürünlerinin ve metal mutfak eşyalarının üretimi konusunda oldukça gelişmiş olup, ülkenin tekstil ve metal mutfak ürünleri ihtiyacının büyük bir kısmını tek başına karşılamaktadır. Bunların yanında bakırcılık ve ahşap oyma gibi zanaatleri ile özdeşleşen Kahramanmaraş’ta, bu zanaatler hâlâ canlılığını korumakta ve üretim yapılmaya devam edilmektedir.
Gastronomide de iddialı olan bu şehir, Gaziantep ve Hatay mutfağından sonra üçüncü sırayı alabilecek potansiyele sahip. Yemeklerinin yanında tarhana ve ceviz gibi yöresel ürünleri ve çerezleri de damaklara hitap eden diğer lezzetleri. Tabi şehrin meşhur olan ürünlerini, biberini ve dondurmasını atlamayalım. Kahramanmaraş dediğimizde akla ilk gelen şey dondurma olsa gerek. Kahramanmaraş'ın bu konuda bir dünya markası olduğunu da kabul etmeyen yoktur sanırım.
Kahramanmaraş, edebiyatın ve şiirin başkenti olarak nitelendirilir. Bu vesileyle şehrin bilinen bir diğer özelliği de edebiyat ve şiir kültürüdür. TRT’de yayınlanan Yedi Güzel Adam dizisinin ardından daha da tanınan bu kültür, Kahramanmaraş’ın başka bir markası halinde. Necip Fazıl Kısakürek, Erdem Bayazıt, Cahit Zarifoğlu, Nuri Pakdil bu şehirde doğan veya kendisini bu şehirde yetiştiren şair ve yazarlardan bazıları. Bu isimlerin gölgesinde kalan Kahramanmaraşlı pek çok şair ve yazar da bulunuyor. Her üç kapının ikisinden şiir çıktığı söylenen bir şehirden bahsediyoruz, sivrilmek kolay olmasa gerek. Halk şiirinde önemli yere sahip olan Aşık Mahzuni Şerif'in de Kahramanmaraşlı olduğunu ve Kahramanmaraş'ta halk ozanı kültürünün de önemli bir yeri olduğunu söylemek istiyorum.
Türkiye’nin en muhafazakar şehirlerinden biri olan Kahramanmaraş, Kur‘an kursları bakımından da zengin bir şehir. Bu vesileyle olsa gerek hafız sayılarında İstanbul‘dan sonra geliyor ve mutlaka birkaç yılda bir Türkiye birincilerini çıkarıyor.
Mimaride tarihi ve kültürel dokuları hâlâ girebileceğiniz bu şehirde, eğlenceli vakit geçirebileceğiniz gezilecek yerler pek olmasa da kaliteli vakit geçirebileceğiniz yerler mevcut. Bunları başlıca; Ulu Camii, Abdülhamid Han Camii, Tarihi Kapalı Çarşı, Kahramanmaraş Kalesi (Uzun süredir restorasyondaydı ama yakın bir zamanda açılacağı söyleniyor.) Arkeoloji Müzesi, Yedi Güzel Adam Edebiyat Müzesi, Mutfak Müzesi, Tarihî Maraş Evi, Tarihi Ceyhan Köprüsü, Yedikuyular Kayak Merkezi, Afşin Eshab-ı Kehf Külliyesi, Ekinözü İçmeleri şeklinde sıralayabiliriz.
Eğer siz de Kahramanmaraş’ı ziyaret etmek isterseniz, hava ve demir yoluyla sefer bulamasanız da; kara yoluyla çok rahat bir şekilde ulaşım sağlayabileceğinizi belirtmiş olayım.
Yeni sayımızda, yeni bir şehirde görüşmek üzere Allah’a emanet olun.
Yorumlar
Yorum Gönder