EŞİTSİZLİĞİN EŞİTLİĞİ

 -Muhammed Emin Demirtaş


Eşitsizliği savunacağız. ‘Nerden çıktı şimdi bu?’ demeyin, herkes eşitliği savunuyorken ve hiçbir şey yolunda gitmiyorken artık birisinin kalkıp baltayı büyük putun boğazına asması gerekiyordu. İnsanlar eşittir (mi?) sorunuyla başlayalım yazımıza.

Genel kurala baktığımızda her insanın yaşama, sağlık, eğitim görme vs. hakları var. Fakat gerçekte bazıları diğer bazılarının yaşamını sömürüyor; bir zehirli gaz bombasıyla sağlık hiçe sayılıyor, sonra hepimiz sığınacak bir gölge arıyoruz. O da başta söylediğim genel kuralın gölgesi. Kendimizi rahatlattıktan sonra, sevap rahatlığı aldığımız yataklarımıza dönüp uyuyoruz. Uykuyu abartıyoruz, diğer tarafta bazılarımız bombaların altında 1 saat bile uyuyamazken.

Artık eşitliğin eşitsizlik ve eşitsizliğin eşitlik olduğunu fark etmiş olmamız gerekiyor; çünkü eşitlik zıddına delalet ediyorsa, zıddının da kendisine delalet etmesi gerekir.

Dünyamızda herkes eşit şartlar/standartlar altında yaşamıyor. Nihayetinde oluş ve bozuluş aleminde yaşıyoruz; bir yerde oluş varsa diğer tarafta bozuluş vardır. Bu vakitler durup demeliyiz ki;

Şuan bende bir oluş varsa başka bir kimsede de yok oluşlar var. O zaman benim 'oluş'larımı paylaşmam gerekiyor ki birileri zevk-ü sefâ içinde yaşarken, diğerleri acılar içinde yaşamasın. Belki o zaman eşitsizlikteki eşitliğin anlamını kavrayabiliriz.

Yorumlar