PUTLARIN SAÇTIĞI IŞILTILARIN KARANLIĞI

 -Fatih Mehmet KAPLAN


Hoş geldin dostum. Ne mutlu bana ki sana ve tüm okurlara bu ay da yazımı ulaştırmanın sevincini yaşıyorum. Bana bu zaman ve gayreti veren Allah’a hamd olsun.

Yaşadığımız günün kıymetini, var olmanın değerini çoğu zaman göz ardı ediyoruz. Aldığımız her soluğun, attığımız her adımın Allah'ın izniyle mümkün olduğunu fark edemiyoruz. Allah'ın ilmini ruhumuzdan kazıyıp, insanın balçık tarafına bizi mahkum etmek isteyenlerin önümüze koyduğu putların ışığı gözümüzü görmez ediyor. Görmeyen gözlerin, hissetmeyen kalbin, titremeyen ruhun, koşacağı yeri bilmeyen ayakların bizi götüreceği yer zifiri karanlıktır. Putların ışıltılarının saçtığı karanlığı tertemiz kalpleriyle yok edecek, yerine de kardan aydınlığı inşa edecek insanlar inşallah yarının dünyasında var olacaktır.

Put dediğin ışık saçar mı hiç? Işık saçan şeyin karanlığı olur mu hiç?

Put, insanın ömrünü adadığı batıl davadır. Peki, biz ömrümüzü neye adıyoruz? Pırıl pırıl gözüken heybetli koltuklara, insanın gözünü alan tomar tomar paralara, ışıl ışıl görünümüyle zevkin ve sarhoşluğun tavan yaptığı mekanlara... Görünen o ki putlar ışık saçıyormuş ve o ışıklar demet demet karanlık oluyormuş.

Paraya, mala mülke, zevke sefaya aşık olan insanın mutluluğa ulaşması çok zor. Böyle insanlar, içindeki karanlığın huzursuzluğunda debelenir durur. Çünkü hep, elde ettiğinin daha güzelini, daha fazlasını, daha gösterişlisini ister.

Kendi hayatımızdan pay biçerek sanırım bu "dahaların" devamını getirebiliriz. Kendi hayatımızı sorgulayarak "dahaların" ihtirasını da azaltabiliriz. Yaşama gayesini göremeyen körleşmiş gözleri kendine çeken putlara karşı İbrahimce bir duruş sergilemeliyiz. Okuduğumuz ve anladığımız Kur-an; Allah'ın ilmiyle beraber gören gözümüz, teslim olmuş ruhumuz, bizi putlardan arındıran baltamız olmalı.

Malın da mülkün de sahibi bellidir. Biz bu dünyanın emanetçileriyiz. İnsan tabi ki para kazanmak, mülk sahibi olmak isteyecektir. Bu gayretinin ve emeğinin ona verdiği bir haktır. Makama mevkiye elbette talip olacaktır, insanın layık olduğu sorumluluğu alması doğal bir durumdur. Fakat bu istenilenlerin araç olmaktan çıkıp amaç olması sıkıntılı bir durumdur. ‘Biz bu hayatı niye yaşıyoruz?’ diye sorduğumuzda kalbimizi rahat ettirecek bir cevap alabilmemiz lazım.

Cebimizdeki parada fakirin hakkı olduğunu, bu dünyanın geçici olduğunu unutursak, putlara sevdalı bir şekilde ömrümüzü harcarsak maalesef ebedi huzuru kaçıracağız. Kıymetli dostlarım, hakkımız olanı alalım, refahımızı sağlamak için uğraşalım ama bunu adalet duygusuyla ve inanç ilkelerimizin çerçevesinde yapalım. Emanetiniz Allah'a

Yorumlar