-Ahmet Mücahit DANIŞMAZ
بسم الله الرحمن الرحيم
Kitabın değerlendirmesine, kitabı almamın hikayesinden
başlayalım evvela. Beyazıt'ta bulunan Ravza yayınevini mütemadiyen ziyaret
ederim. Fatih'te ikinci şubeyi açalı baya olmuştu. Ziyaret, geçtiğimiz eylül
ayının başlarında nasip oldu. 15-20 dakika dolandıktan sonra -biraz da isminden
dolayı- elim “ruh bakımı” kitabına gitti. Malum ruhtan, bakımdan bahsediyor.
Kitabımız, Metin Karabaşoğlu abinin deneme türündeki Ruh
Bakımı adlı eseri. Ne zamandır da deneme okumuyordum. Benim için güzel bir
deneyim olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Parça parça olduğu için gecelere bölebildim
o yüzden okuması da rahat oldu. Ayrıca dinlendirdi de.
Kitaba başlar başlamaz önsözde etkileyici bir hikaye ve sonrasında şu cümlelerle karşılaştım: “her halükarda, zamane ruhların, bu kitaptan alacağı çok şey olduğunu düşünüyorum. Kanaatim o ki, Ruh Bakımı, unutuldukları, bakımsız bırakıldıkları, ihmal edildikleri bir çağda ruhlarımıza iyi gelecek.” açıkçası iddialı bir girişti. Hakkını vermedi de değil hani.
Sanırım asıl mesele ruhun özünü bulmak. Ruhumuzu kendisine bakarak düzelteceğimiz bir fotoğrafa ihtiyacımız var. Müslümansak, ki öyleyiz. Bizim için bakılacak adres bellidir. “Ümmîlere kendi içlerinden, onlara âyetlerini okuyacak, onları TEZKİYE EDECEK, onlara kitabı ve hikmeti öğretecek bir ELÇİ gönderen O’dur...” Sahi tezkiye etmek ne demek? Elçi neden var?
Kitap 12 başlıktan oluşuyor. Ruh bakımı, Amerika dedikleri, aşkın ölümü, kazanırken kaybetmek gibi başlıklar başta olmak üzere bütün yazılar etkileyici.
Aslında kitap, kimilerine farkında olunmayanları fark ettiriyor. Kimilerine ise bildiklerini güzel cümlelerle tekrar hatırlatıyor.
Genellikle yazıların içinde ayetlerden, hadislerden, Risale-i nurdan alıntıların yanında Bediüzzaman Said Nursi'nin hayatından kesitler, batılı veya yerli büyüklerden nükteler sunuyor.
Ayrıca Metin Karabaşoğlu abi Kuran, hadis ve Risale-i Nur
üzerine okumalar yapıp bunlardan can alıcı bölümleri insanların önüne seriyor.
Bu sebepten dolayı lise talebelerine, anne-babalara, amcalara ve dayılara ibret
alıp ilimle meşgul olmaları için güzel bir fırsat sunuyor.
Biraz da başlıklardan çizdiğim yerleri sizlerle paylaşayım:
Ruh Bakımı bölümünde şunu çizimişim: “Ateizimle geçen yılların ardından yüzünü dine dönen bir Batılı düşünürün, C. S. Lewis’in bir sözü, yaşanan eksen kaymasının belki en veciz özetiydi: “Ruhumuz var” sözünü eleştiriyordu Lewis. Bu söz, insanı bedeniyle tarif eden, bedeni asıl, ruhu ona tabi gören bir anlayışın tercümanıydı. Hayır, diyordu, “Ruhumuz var” değil; biz ruhuz, bedenimiz var.”
Kazanırken Kaybetmek bölümünde şu nokta ele alınıyor. Acaba her kazandığımız şeyde gerçekten kazanıyor muyuz? Acaba Neriman Halis’in Dünya güzeli seçildiği yarışmada biz kazandık mı gerçekten.. Bu da benden olsun Şişli Belediyesinin Avrupa Birliğinden ödül alması ne demek? Ya da Eski Tarım Bakanı Mehdi Eker ‘in Fransa’dan ödül alması. Neyse neyse Silivri soğuktur...
Allah rahmet eylesin Tahir BÜYÜKKÖRÜKÇÜ Hocaefendi
sohbetlerinde anlatır, anlatır sonra “ve hekeze ve hekeze” derdi.
Anlayacağınız abiler ve ablalar daha bunun gibi bir çok
nükteler mevcut. Biz bir miktarını zikretmiş olduk.
Kalbinizin sahibine emanet olun.
Yorumlar
Yorum Gönder